Giybet edenler karsisinda vazifemiz..
Gıybet edenler karşısında ilk vazifemiz uygun bir dille gıybet edeni emr-i bil-maruf ve nehyi anil-münker etmek ve o ameli yapmaktan sakındırmaktır. Sonra da gıybeti yapılan kimseyi savunmak ve ona isnad edilen şeyi reddetmek ve onu bu isnattan tenzih etmek ve ona yardımcı olmaktır. Eğer bunu yapamazsa ve gıybet edeni yaptığı işten vazgeçiremezse, o meclisten kalkmalı ve orayı terk etmelidir. Yoksa eğer oturup dinler ve söylenenlerden hoşlanırsa veya en azından itiraz etmezse, o da gıybet günahına ortak olmuş olur. Bu konuda aşağıdaki hadislere dikkatinizi çekmek istiyoruz:
Hz. Ali (a.s): "Gıybeti dinleyen kimse, gıybet eden gibidir."
(Mizan-ül Hikme, c.7, s.352)
İmam Zeyn-ül Abidin (a.s) şöyle buyuruyor: "Kulağın senin üzerindeki hakkı, onu gıybet ve helal olmayan şeyleri dinlemekten uzak tutmaktır."
Resul-i Ekrem (s.a.a): "Müslüman kardeşi yanında gıybet edilip de ona yardım edebileceği halde (onun gıybetini önleyebileceği halde) ona yardımcı olmayan kimseyi, ALLAH (c.c.) dünya ve ahiretde yardımsız bırakır."
Yine Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: "Kim bir mecliste kardeşine duyduğu bir gıybeti reddederek ona iyilikte bulunursa, ALLAH (c.c.)-u Teala dünya ve ahiret hayatında bin kötülük kapısını ondan reddeder (uzaklaştırır)."
Yine şöyle buyurduğu rivayet ediliyor: "Kim mu'min kardeşi hakkında yapılan gıybet konusunda, kardeşinin haysiyetini savunursa, onu cehennem ateşinden kurtarmak ALLAH (c.c.)'ın üzerine bir hak olur."
(Mizan-ül Hikme, c.7, s.353)
Bazı rivayetlerden de anlaşıldığına göre mu'min kardeşini savunabilecek durumda olan ve onun hakkında yapılan gıybeti önleme imkanına sahip olan birisi, bunu yapmazsa günahı gıybet edenden yetmiş kat daha fazladır.
Belki de sebebi şudur ki gıybeti dinleyen olamazsa veya önlenirse gıybet eden de bir daha gıybet etmeye cesaret edemez. Ama gıybeti dinlemek, ona itirazda bulunmamak insanları bu günaha daha fazla cüretkar kılıyor.
Hatırlatılması gereken bir başka husus ise şudur ki, bir başka insan bir başkasının arkasından gıybet edip çekiştirir, ama yüzüne gelip onu methedip yağcılık yaparsa, böyle birisinin günahı başkasınınkinin iki katıdır. Zira bu bir nifaktır ve hadislerde iki dilli, bizim aramızda ise iki yüzlü olarak tarif edilir.
Bir hadiste şöyle deniyor: "Kıyamet günü iki dilli insan ateşten iki dile sahip olduğu halde mahşere gelir."
(Mekasip kitabı, Gıybet Babı)